Roma’nın yeri bende apayrı. İlk tek başıma yurt dışı seyahatim olduğu için olabilir. Roma tam bir tarih ve mimari harikası. Nereye bakacağını şaşırıyor insan doğrusu. İlk gidişimde tarihi bir bina zannederek bir apartmanın fotoğrafını çektiğim de doğrudur. Her ne kadar tam anlamıyla gezmek için daha çok zaman gerekse de hızlandırılmış bir tur ile ayaklarınızı da güveniyorsanız 3 günlük bir seyahat yeterli olacaktır.
Peki nasıl gidersiniz. Hem Sabiha Gökçen hem Atatürk havalimanlarından Fiumicino havalimanına direkt uçuşlar var. Havalimanından Roma, Termini bölgesine tren (Leonardo Express) ile ulaşabilirsiniz. Havalimanı içerisinde tren için yönlendirmeler mevcut. Roma içerisinde bulunan Hop-on Hop-off turlar ile gezebileceğiniz gibi, havalimanından edinebileceğiniz Romapass kartlar ile metro ve otobüs kullanarak da gezebilirsiniz. Romapass kartların 48 saat, 72 saat kullanımlık olmak üzere çeşitleri var ve aldığınız süre içerisinde sınırsız olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca bu kart ile ilk müze girişinizi bedava yaparken diğer müzelerde de indirim olanağı sağlıyor. Yalnız az önce belirttiğimiz havalimanından Roma’ya gideceğiniz tren de geçerli olmadığını belirtmekte de fayda var. Ayrıca kalacağınız otelden de bu konuda yardım alabilirsiniz. Birkaç arkadaş gidiyorsanız otelden transfer için araç ayarlamasını isteyebilirsiniz. Biz 5 kişi için 75 euro ödeyerek araç ayarlatmıştık. Bu arada 2017 Mayıs ayı itibariyle tren fiyatı kişi başı 14 euro idi.
Nerede kalmanız gerektiği size kalmış. Ancak ben ilk gidişimde tren tercih ettiğim için ve dönüş içinde kolaylık olması açısından ve tabi fiyatlarda daha uygun olduğundan Termini bölgesini tercih etmiştim. Ancak son seyahatimde daha merkezi bir yerde kalmayı tercih ettim, doğrusu otelimiz de transfer ayarladığı için hem kolay hem de çok keyifli oldu.
Fontana Di Trevi – Aşk Çeşmesi
Her zaman kalabalık. Malum Roma’nın en meşhur çeşmesi. Öyle sakin bir zamanda gidelim bir resim çekelim falan düşüncesine hiç kapılmayın. İnsanların arasından gidin resminizi çekin paranızı atın dileğinizi dileyin. Ben her seferinde para mı atıp dileğimi diledim ama yanlış yaptığımı ancak bu sene öğrendim. Siz lütfen sol elinizle sağ omzunuzun üstünden atın paranızı, inancımızı kaybetmeyelim.
İspanyol Merdivenleri
Adından da anlaşılacağı üzere sadece merdiven. Merdivenlerin Piazza Spagna’ya çıkması ve İspanyol Konsolosluğu’nun da bu meydanda bulunması sebebi ile bu adı almış merdivenler. Gün boyu hem gençlerin hem turistlerin buluşma noktası haline gelmiş.
Kolezyum
Kesinlikle görünce şaşıracağınızı düşünüyorum. Malum hep filmlerde gördüğümüz tarzda gladyatörlerin çarpıştığı bir arena beklentisi olacak. Ancak yılların yıpratması ve depremler nedeniyle biraz harap vaziyette. Biraz hayal gücünüzü kullanırsanız kendinizi gerçekten arenada hissedersiniz.
Roma Forumu
Dünyadaki en büyük arkeolojik alanlardan biridir. Antik Roma’nın siyaset, ticaret yaşamının merkezi olan alan için bolca vakit ayırılması lazım. Benim çok vaktim olmaması sebebi ile Kolezyum’un hemen yanında olması sebebi ile ancak dışarıdan çevresinden uzaktan bakarak yetinebilmiştim.
Santa Maria Maggiore
Roma’nın önemli mimari ve dini yapılarından biridir. Efsaneye göre Bakire Meryem, Papanın rüyasına girer ve kendisinden yeni bir kilise inşa ettirmesini ister. Kilisenin yerini ise karla işaretleyeceğini ifade eder. Ve ertesi gün yaz ortasında şu an kilisenin bulunduğu alana kar yağar. Kilisenin efsanesi gibi kendisi de çok ihtişamlı. Gözlerinizi alamıyorsunuz. Kafanızı nereye çevirseniz bir muhteşemlik buluyorsunuz.
Vittoriano
Piazza Venezia’da yer alan anıt kral II. Vittorio Emanuele için yaptırılmış. Yapı o kadar büyük ki çoğu yerden kendisini görmek mümkün. Ayrıca sütunların tepesinde, çatısında doğrusu binanın her yerindeki heykeller de göz kamaştırıcı. İçerisindeki müzeyi ziyaret edebilir, seyir tepesinden Roma’nın müthiş manzarasını seyredebilirsiniz.
Pantheon
Tanrılar tapınağı olarak biliniyor. Antik Roma’da tanrılar için yapılmış olan Pantheon, içerisinde kralların, ünlü ressam ve mimarların mezarlarının bulunmasından dolayı Krallar Mezarlığı olarak ta anılıyor. Muhteşem kubbesinin ortasında bulunan delik binaya ışık girmesini sağlayan tek açıklık. Tabi ki Roma’da her yerde olduğu gibi Pantheon’da da hayran kalabileceğiniz eserler görmeniz kaçınılmaz.
Piazza Navona
Benim öğle yemeği veya güzel bir kahve için en sevdiğim meydan olur kendisi. Her daim hareketli. Her yer de sokak sanatçıları ya da performans gösterisi yapan gençler görebilirsiniz. Meydanın kendisi ve meydanda bulunan çeşmelerin azameti ağzınızı açık bıraktıracak cinsten.
Campo Dei Fiori
Navona meydanının çok yakınında bulunan Campo dei Fiori, gündüzleri meyve sebze pazarı kurulan akşamları ise gençlerin eğlencelerine sahne olan bir meydan. Meydanın tam ortasında Giordano Bruno’nun heykeli bulunmakta. Bruno, İtalyan bir filozof ve gökbilimci. Kopernik’in dünyanın güneş etrafında döndüğü tezini savunmuş ve bu nedenle Engizisyon mahkemesi tarafından yargılanarak sapkın ilan edilmiş. Düşüncelerinin sapkınlık olduğunu itiraf etmesi durumunda kilise tarafından affedileceği söylense de Bruno gördüğü tüm işkencelere rağmen doğru bildiğini savunmaya devam eder ve bu meydanda yanarak idama mahkum edilir.
Castel Sant’Angelo
Roma’nın en ünlü yapılarından biri daha Melekler Kalesi. İsminin güzelliğine aldanmayın aslında kale zamanında hapishane olarak kullanılıyormuş ve bir çok acı dolu hikayeye ev sahipliği yapmış. Mahkumların işkence gördüğü hatta idam edilenlerin kafalarının ibret için köprüde asılı tutulduğu bu kale aynı zamanda Cem Sultan’ın da esir tutulduğu kaledir.
Kötü şanı bir yana kalenin terasına çıkarsanız müthiş bir manzara sizi bekliyor. Arkanızda melek heykeli önünüzde uzanan Roma manzarası.
Vatikan – St. Peter Bazilikası
Burada ne yazsam yeterli olmayacaktır. Ne mimarisi ne içerisindeki eserleri anlatmaya imkan yok. Benim sizlere sadece tavsiyem şudur ki, sıra bekleyerek zamanınızı tüketmeyin çünkü saatlerce beklemeniz gerekebilir. Önceden internetten müze giriş biletlerinizi alabilirsiniz. Sistine Şapeli’ne müzenin içerisinden ulaşılıyor. Vatikan Müzesi-Sistine Şapeli – Bazilika olarak rehberli tur seçenekleri de bulunmakta.
Villa Borghese Bahçeleri
Roma’ya 3 kere gidip girme fırsatı bulamadığım sadece resimlerinden bakarak iç geçirdiğim müthiş park. Son seyahatimde niyetlenip internette bilet bulamayıp bir kez daha gidemediğim için belirtmek isterim ki görmek niyetiniz var ise bu parkın biletlerini de gitmeden önce internetten almalısınız.
Piazza Del Poppolo
Roma’nın yine ihtişamlı sanat eserleri ile bezeli, Del Corso sokağının sonunda bulunan çok keyifli bir meydan. Meydanda öyle oturup kahve içip keyif yapabileceğiniz çok yer olmasa da genelde her daim bir etkinlik oluyor. Kahvemi elime alır meydanda takılırım derseniz bence çok keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Benim tavsiyelerim:
Gitmeden önce maps.me gibi bir uygulama edinin. Çevrimdışı harita sunması sebebiyle can kurtarıcınız olacaktır. Gideceğiniz yere ait haritayı önceden indirip daha sonra çevrimdışı olarak rahatlıkla kullanabilirsiniz. Ben haritayı indirdikten sonra gidilecek yerleri de işaretleyerek zaman kazanıyorum, tavsiye ederim sizde yapınız.
Ve tabi ki gitmeden önce Dan Brown’ın Melekler ve Şeytanlar kitabının sinema uyarlamısını izleyiniz zira film hem çarpıcı hem de Roma’nın en muhteşem yerlerinde geçiyor. Ve tabi ki çok güzel tarihi bilgilerle birlikte.
Muhteşem makarnaları, pizzaları, ev yapımı şaraplarını, spritz ve lemoncello deneyin
Meşhur Roma dondurması için Navona’nın hemen arka caddesinde Frigidarium’a uğramayı ihmal etmeyin.
Comments