Bu yazıya bu kadar klişe ile başlamak istemezdim ama evet Brüj’de sokaklar çikolata kokuyor ve evet tam bir masal şehri. Sokaklarda dolaşırken ağzınız açık hayran hayran dolaşmamak pek mümkün olmuyor yani. Bütün gün sokaklarda yürüsem waffle, çikolata falan yesem nehir kenarında oturup envai çeşit biraları tatsam… Bunun için bile gidilebilir. Giden herkesin tavsiyesi gitmeden önce “In Brugges” filmini seyret idi. Ama tam bir tembel hayvanı olan ben seyretmedim. Hatta hala da seyretmedim. Ama olsundu, gördüklerim bana yeterdi 🙂
Brüj, Belçika’nın en turistik şehirlerinden biri. Ayrıca en romantik şehirlerinden de. Açıkçası daha önce Brüksel’e de gitmiş biri olarak, Brüj’ü çok daha güzel bulduğumu belirtmem gerek. Hatta biraz daha ileri gidip benim için Venedik’ten daha romantik olduğunu bile söyleyebilirim. Zira kendisi kuzeyin Venedik’i olarak anılıyormuş.
Neyse fazla lafı uzatmayalım ve Brüj gezimize başlayalım. Öncelikli soru nasıl gidilir. Tabiki de ilk gereken Schengen vizesi. Sonrasında İstanbul üzerinden direkt uçuş ile Brüksel’e geçiyoruz. Bundan sonrası size kalmış. İster tren ile isterseniz otobüs ile Brüj’e geçebilirsiniz. Gitmeden önce yaptığım internet araştırmalarında sadece tren ile gidilebileceği bilgisi vardı ama biraz daha kurcalayınca havalimanından flibco ile direk Brüj’e geçebileceğimizi keşfettik. Web sitesine buradan ulaşabilirsiniz. Brüksel’den 100 km uzakta olan bulunan şehre gitmek yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Arada tek bir durakta duruyor o da Gent şehri . Eğer trenle gitmek isterseniz ve tatilinizi hafta sonu olarak planladıysanız, hafta sonu için indirimli weekend biletlerinden faydalanabilirsiniz. Onun için de link bırakıyorum buraya.
Markt Meydanı
Zaten küçük bir yer olan şehrin sanırım en büyük meydanı. Magnetler de gördüğünüz geleneksek evler de bu meydanda mevcut. Dinlenmek ve şehri seyretmek için tercih edebilirsiniz. Meydana çıkan neredeyse tüm ara sokaklarda çikolata dükkanlarını görmek mümkün. Ne kadar dolanıp dursanız da her yol bu meydana çıkıyor. Bir gün içerisinde kaç kez geçtiğinizi saymayın bile bence.
Burg Meydanı
Markt meydanının yanı başındaki bir boy küçük meydan olur kendisi. Şanslıysanız meydanlarda bir etkinlik, show ya da gösteriye denk gelirsiniz.
Vismarkt
Burg meydanından hemen önce uğrayabileceğiniz bu meydan küçük bir balık pazarı. Ayrıca tabi ki etrafında küçük cafe ve pub lar bulunuyor.
Kutsal Kan Kilisesi-Basilica of the Holy Blood
Burg meydanının köşesinde yer alan bu kilise de iddia ettiklerine göre Hz. İsa’nın kanının bulunduğu bir bez parçası bulunduğu için kilise adını buradan alıyor. Ancak gerçekten İsa’nın kanı olduğu kanıtlanmış bir gerçek değil. Kilise içerisinde bağış karşılığı papaz efendinin yanına geçip görebilirsiniz.
Belfry – Çan Kulesi
Markt Meydanında bulunan çan kulesi için vakitli ve zinde gelmenizde fayda olduğunu belirtmeliyim. Zira kulenin tepesine çıkan merdivenlerin dar olması sebebiyle ve çıkan kişi sayısı kadar içeri girişe izin verildiğinden girişte kuyruk olmakla beraber uzun merdivenlerden dolayı sağlık durumunuz, performansınızın yerinde olmasına dikkat edin. Ancak kulenin tepesine çıktığınızda tüm o basamaklara değiyor doğrusu. Her ne kadar küçücük kulede dar alanda paslaşmak zorunda kalsanız da manzara muhteşem.
Historium
Markt meydanında bulunan Historium bir ortaçağ tarih müzesi. Ortaçağ havasına girmek için birebir zira müze tam da o döneme uygun bir mimari ve dekorasyona sahip. Ayrıca terasından tüm meydana hakim manzarayı da seyredebilirsiniz.
Bruges Beer Müzesi
Tabiki de biranın memleketinde bir bira müzesi de bulunmalıydı. Bir bira severseniz mutlaka fazlasıyla çeşit biralarını denemelisiniz. Özellikle kirazlı birasını(Kriek) mutlaka deneyin. Zira bira sevmeyen ben bile bayıldım ve dönüşte stoklu olarak aldım.
Saint-Jan Hastanesi
800 yıllık geçmişe sahip olan bu hastane şimdilerde ise daha çok sanatsal ve sergi amaçlı kullanılıyor.
Saint Salvator Katedrali
Şehrin en büyük kilisesi olan Saint Salvator kilisesinin tarihi 10.yy’a dayanıyor. Kiliseye giriş ücretsiz. Ama bazı özel odaların girişi için ücret alınıyor.
Our Lady Kilisesi
Kilise şehrin en uzun yapısı ve dünyanın en uzun 2. tuğla yapımı kulesiymiş. Kilisenin bir diğer özelliği ise, Michelangelo’nun İtalya dışında sergilenen tek eseri Madonna ve Çocuk heykelinin burada bulunuyor olması. Eserin önemi Çocuk İsa ve Meryem’i tasvir ediyor olmasındandır.
Gruuthusemuseum
Church of Our Lady kilisesinin yan tarafında bulunan müze, eskiden Brugge Lord’unun eviymiş, şimdi ailenin eşyalarının sergilendiği bir müze olarak kullanılıyor.
Minnewaterpark
Brüj zaten yeşillikler ve parklar içinde bir şehir. Minnewater’da bu parklardan biri, en büyüklerinden. Parkın içerisinde sevimli kuğularıyla Aşk Gölü yer alıyor. Parkın bittiği yerde bulunan köprüde Beguinage giriş kapısı yer alıyor.
Yapmadan dönmeyin
Chez Albert favorimdir ama nerde yediğiniz hiç farketmez, waffle yemeden dönmeyin
Euro aldı başını gidiyor biliyorum ama siz yine de kanal turu için paraya acımayın çünkü değer
Mutfakları pek zengin değil ama midyelerini deneyin
Çikolataları elbette muhteşem ama bir de dantelleri çok meşhur. Hediyeliklerinizi almayı unutmayın.
Not: Kilise ve müzeler ve hatta mağazalar da saat 17:00 de kapanıyor. Planlarınızı yaparken mutlaka dikkat edin.
Comentários