İspanya’nın en turistik şehri Barcelona. Şehri mimar Gaudi inşa etmiş desek yeridir. İspanya’nın bütün ihtişamını eğlencesini o sıcak Akdeniz ışıltısını tüm hücrelerinizde hissedebileceğiniz bir yer burası. Ne yalan söyleyeyim şu hep reklamlarda gösterilen sürekli konuşan her daim neşeli ve güler yüzlü Akdeniz insanı sadece bir reklam değil, onlar gerçekten de varlar. Geldik bizzat şahit olduk. Hazırsanız başlayalım.
Nasıl gidilir?
İstanbul’dan Barcelona’ya direkt uçuşlar mevcut. Barcelona havalimanından Aerobus denen otobüslerle şehir merkezine ulaşmak hem çok kolay hem de uygun. Şehir içinde ulaşım için metro kullanabilirsiniz ama bacaklarınıza güveniyorsanız yürüyerek te her yeri gezmeniz mümkün.
La Rambla
Tabiki de başlangıç olarak o en meşhur caddeyi seçtik. Zira, bu cadde hem şehrin en güzel, kalabalık ve en turistik caddesi. Ayrıca ara sokaklarında biz turistler için birçok ta güzellik barındırıyor. O zaman bir iki kere turlamamak olmaz.
Barcelona Katedrali
Bir arkadaşımın da şikayet ettiği gibi yurt dışına çıktığınızda içiniz dışınız kilise, katedral oluyor. Ama yapacak bir şey yok. O kadar yol gelmişiz, görmeden gitmek olur mu? Tabi ki olmaz. Bütün zamanımızı her gördüğümüz kiliseye girip harcamayacağız elbette ama Barselona’nın en önemli dini yapılarından biri olan Barselona Katedrali’ni görmeden de gidilmez yani. Zaten katedralin gotik mimarisi oldukça dikkat çekici ve kesinlikle görülmeye değer.
Santa Maria Del Mar Kilisesi
Görmeye değer bir diğer kilise de Santa Maria Del Mar Kilisesi. La Rambla caddesinden yürüme yoluyla ulaşabileceğiniz kilisenin içi dışından daha ihtişamlı. Gotik mimarisiyle ve içerisinde renkli camlarıyla alışılmış yüksek tavanlı bol sütunlu kiliselerden bir adım farklılaşıyor.
Mercat La Boqueria
Yine aynı cadde üzerindeyiz. Cadde üzerinde girişi bulunan bu pazar yeri daha girişinden rengarenk meyveleri ve meyve suları ile sizi içeri bir şekilde davet edecek. Ancak girişine bakıp aldanmayın ki tüm pazar meyvelerden oluşuyor. Çeşit çeşit deniz ürünleri, et çeşitleri, baharatlar ve hatta ayaküstü restoranlar içeride sizleri şaşırtmak için bekliyor.
Plaça Reial
Evet hala aynı caddedeyiz. Cadde üzerinde girişi bulunan bu meydan benim Barselona’da benim en sevdiğim meydan. Her zaman canlı ve her zaman bir etkinlik bulunan bu meydan bir sangria molası için bence ideal.

Picasso Müzesi
Caddenin ara sokaklarından ilerleyerek Picasso Müzesi’ne ulaşabilirsiniz. Müzede Picasso’nun birçok eseri yer almakta.
Barceloneta Plajı
Barselona’da gezilecek yer çok ama sezonunda gittiyseniz bir denize de bakmaktan zarar gelmez tabi ki. Çantanızda mayolara mutlaka yer ayırın çünkü çok ta güzel bir plaj La Rambla caddesinin sonunda marinanın biraz ilerisinde sizleri bekliyor.
Kristof Kolomb Anıtı
Caddenin sonunda sahile geçmeden önce kafanızı yukarı kaldırıp baktığınızda anıtı göreceksiniz. Kolomb’un Amerika’ya olan seyahati şerefine yapılan heykelin eliyle Amerika’yı gösterdiği rivayet edilse de haritalardan biraz anlıyorsak Amerika Kolomb’un gösterdiği yönde değil. Acaba neyi işaret ediyor olabilir bilen varsa bizi de aydınlatsa keşke.

Casa Battlo
La Rambla caddesinden çıkıp Katalonya meydanından yukarı çıktığınızda göreceğiniz bu ev Gaudi’nin eseri. Casa İspanyolca’da ev demek ama bir ev nasıl normal bir eve benzemez işte bu noktada anlayacaksınız. Balkonları şuna benziyor, merdivenlerse buna diye tasvir etmeyeceğim çünkü hayal gücünüz nasılsa benimkinden çok daha farklı imgeler de bulacaktır.

Casa Mila
Casa Battlo’nun biraz ilerisinde bu sefer sol tarafta Gaudi’nin bir diğer eserini göreceksiniz. Tabi ki yine müthiş ve alışılmadık hatta belki biraz da yamuk ve tuhaf bir mimari ile.

Sagrada Familia
Barselona deyince ilk akla gelen yer tabiki de Sagrada Familia. Yani bitmeyen kilise. Yapımına 1882 yılında başlanmış ve Gaudi 1883 yılında kilisenin yapımına dahil olmuş. 1926 yılında Gaudi’nin vefat etmesi ve kilisenin tasarımlarının II. Dünya Savaşı sırasında hasar görmesi sebebi ile kilise, projenin kalanının yorumlaması olarak devam etmiş. Ancak ilk görüşünüzdeki göz alıcılığına alıştıktan ve daha eleştirel bakmaya başladığınızda sanki sonradan yapılan bölümler kendini belli ediyor. “Bitmeyen Kilise” olarak turistlerin ilgisini çektiğinden midir bilinmez ama söylenene göre Gaudi’nin ölümünün 100. Yılında yani 2026 yılında kilisenin bitirilmesi bekleniyor.


Park Güell
Muhteşem güzellikte ve yeşillikte bir park alanı. Ama burayı asıl güzel yapan tabiki de park içerisinde yine Gaudi’nin elinden çıkan müthiş mimari örnekleri. Ben kendimi sanki Hansel ve Gratel masalının içinde gibi hissettim açıkçası. Hatta ilk gördüğümde resmimi çekseler gözlerinde kalp olan emoji ile yaraşır bir ifadem olmuş da olabilir. İçeride en az 2-3 saat geçirirsiniz ona göre programınız ayarlamanızda fayda var.


Ulusal Katalan Müzesi
Şehrin en büyük müzesi. Ben içine girmedim çünkü dışında o kadar vakit harcadım ki yorgunluktan içeri girecek halim kalmamıştı. Montjuic tepesinin eteklerinde bulunan müzeye İspanyol meydanından merdivenlerle havuzların yanından geçerek ulaşabilirsiniz.

Poble Espanyol
Katalan müzesinin yakınlarında bulunan Poble Espanyol size şehrin içinde küçük bir İspanyol köyüne girme olanağı sağlıyor. Bu küçük köyde İspanya’nın çeşitli yerlerindeki mimari yapıların örnekleri bulunuyor. Ayrıca leziz İspanyol mutfağını tadabileceğiniz restoranlarda keyifli bir gün için sizi bekliyor.
Montjuic Tepesi
Şehri tepeden görmek için en harika yer Montjuic tepesi. Teleferikle yapacağınız kısa bir yolculuk sonrasında Montjuic kalesinin de bulunduğu tepeye varmış oluyorsunuz. Teleferikte iki durak olması sebebi ile kaleye kadar çıkacaksanız biletinizi buna göre almaya dikkat edin çünkü bu konuda oldukça takipçiler. Daha tepeye varamadan ilk durakta sizi indirebilirler.
Tepe oldukça büyük ve içerisinde birçok seyir terası, park ve bahçe barındırıyor. Zaman sorununuz yoksa gezmek tozmak yeşiller içinde kaybolmak için ideal. Ayrıca Barselona’nın tepeden manzarası da iştah kabartıcı.

Camp Nou
Ve tabiki de futbol tutkunlarının, İspanyol ligi takipçilerinin ve Barselona fanatiklerinin kutsal mabedi Camp Nou. Giriş tabiki de ücretli ancak sezonuna göre değişkenlik gösterebiliyor. Stada girip çimlerde dolaşabilir hatta soyunma odalarını görebilirsiniz. Ayrıca hediyelik eşya bölümünde montajlı olarak formayla stadın içinde hatta futbolcularla sarmaş dolaş hatıra fotoğrafları çektirebilirsiniz.

Tibidabo
İşte Barselona’da görmek için notlarıma eklediğim ama göremediğim yer. Maalesef diğer yerler kadar ulaşımı kolay olmadığı için ve benim de zamanım kalmadığı için ben görme şansına nail olamadım. Aşağıya internetten bir görselini iç çekerek koyuyorum sizler gitmek istersiniz diyerek.
Mutlaka deneyin,
Gençler tarafından yapılan ilginç sokak gösterilerini izleyin
Belli bir ücret karşılığı Flamenko dans gösterileri yapılıyor. Çok eğlenceli ve etkileyici bu şovları kaçırmayın
Mutlaka ama mutlaka sangria için, paella ve tapas yiyin. Deniz mahsulleri meşhurdur mutlaka deneyin ama önceden araştırıp gidin. Her yerde iyi yemeklere denk gelemeyebilirsiniz tadınız kaçmasın. Bu arada tapas İspanyolların mezeleri. Sangria yanında atıştırmalık olarak mutlaka deneyin. Paella ise deniz mahsullü pilavları ve güzel bir yerde yerseniz bu tadı ararsınız benden söylemesi.
Taze egzotik meyveler yukarıda da belirttiğimiz üzere Mercat La Boqueria da bolca bulunmakta. Denemediğiniz meyveleri taze taze tatmakta fayda var.

Sangria ve tapas

Deniz mahsullü Paella
Comments